28 Şubat 2025 - Kıbrıs Cumhuriyeti İçin Bir Negatif Ayrımcılık Daha

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 19 yaşındaki Britanyalı kadının davasında Kıbrıs'ı mahkûm eden kararı, ülkemizde hukukun üstünlüğüne indirilmiş büyük bir darbedir. Yetkililer, kurbanı korumak yerine, onu suçunu geri almaya zorlamış, yargılamış ve sonunda mahkûm etmiştir. Bu sadece bir yanlış uygulama değil, zaten şiddete maruz kalmış bir kadının ikinci kez mağdur edilmesine yol açan bir kararlar zinciriydi.

1 Mar 2025

AİHM sadece münferit hatalara işaret etmekle kalmamıştır. Cinsel şiddet iddialarına güvensizlik, önyargı ve - bu davada açıkça görüldüğü üzere - düşmanca yaklaşmaya devam eden bir devleti sorumlu tutmuştur. Mahkemenin kendisi de bu tür uygulamaların kadınlara yönelik köklü eşitsizliği gizleyebileceğini kabul ettiğinde, sadece adaletsiz bir karardan değil, kurumlarımıza sirayet eden derin sorunlu bir zihniyetten bahsediyoruz demektir.

Kıbrıs, kurbanların konuştukları takdirde sanık sandalyesine oturtulacaklarından korktukları bir ülke olarak kalamaz. Kurbanların korunmasının ikincil önemde görüldüğü ve şikayetlerin tanım gereği sorgulandığı bir cezasızlık kültürüne tahammül edilemez.

AİHM'nin bu kararı hepimizi hesap vermeye çağırmaktadır. Adalet sadece kâğıt üzerinde işlemez; pratikte de uygulanmalıdır. Bunun gerçekleşmesi için de şunlar gereklidir:

  • Yetkililerin cinsel şiddet iddialarını ciddiyet ve saygıyla ele almaları için özel eğitim.

  • Kurbanlar için, kendilerini güvende hissetmeleri için özel koruma tedbirleri.

  • Vakayı yetersizlik, önyargı veya kayıtsızlıkla ele alanların hesap vermelerinin sağlanması.

  • Hiçbir kadının adalet aradığında sistemin kendisine karşı döneceğini hissetmemesi için yasaların etkili bir şekilde uygulanması.

Geçmişte kalmış basit bir vakadan bahsetmiyoruz. Hiçbir kurbanın bir daha bu duruma düşmeyeceği bir gelecekten bahsediyoruz. Ve bu hepimizin sorumluluğudur.